3 Ağustos 2008 Pazar

Incoming

Call of Duty 2’ye ilk oyunda olduğu gibi ufak bir alıştırma bölümü ile başlıyoruz. Karşımıza konulmuş nesneleri vurup biraz ilerledikten sonra, el bombası almak üzere elimizi kasaya atıyoruz, ancak kasalardan el bombası yerine patatesler çıkıyor. Bizimle birlikte olan silah arkadaşlarımız da buna şaşırıyor ama komutanımız savaş zamanında tedbirli olup, boşa malzeme harcamamak gerekli diyor ve biz de diğer göreve geçiyoruz. Oyunda görevlerimizin yerini yine sol alt köşedeki pusulamızın yardımı ile buluyoruz. Görevler genellikle sıra tabanlı ilerliyor ancak, ana görev içinde aldığımız yan görevlerin hangisini ilk önce yapacağımız bize kalmış, bu da bir nevi serbestlik yaratmış oyunda. Call Of Duty 2’de oyun boyunca bize diğer asker arkadaşlarımız eşlik ediyor, fakat aksiyonun başlaması için bizim hareket etmemiz gerekli, oyunda önceden hazırlanan sahnelerde bu kendini iyice belli ediyor. Örneğin bir bölümde yoğun ateş altında kalıyoruz, takım arkadaşlarımız dahil herkes bombalardan ve kurşunlardan korunmak için kafalarını deve kuşu misali toprağa sokmuş durumda. Tabi biz böyle boş durmuyor ve hemen ilerlemeye başlıyoruz, üzerimize isabet eden kurşunlarla biraz hasar alıyoruz, tam üstümüzdeki baskı iyice arttığı anda, bir tank tam yanımızda duran duvarı kırıp içeri dalıyor ve etrafı düşmanlardan temizleye başlıyor. Ancak yukarıda dediğim gibi; biz hiç ilerlemesek, o tankın geleceği ve bizimde oradan kurtulacağımız yok.

Hiç yorum yok: